24 Temmuz 2013 Çarşamba

Amorgos'tan Koufonisia' ya

   16 temmuz saat 16.00'da Amorgos- Katapola'dan ayrıldık. Katapola rahattı ama deniz bizi bekler, meltem dinmek bilmiyor, bir kaç günün gözlemi üzere öğleden sonra daha düşük olan rüzgarı yakaladık, çıktık yola..

   Tabi ki  gene yakalandık meltemin gücüne; bu gördüğümüz en büyük dalgalardı diyebilirim. İkileme bile yaşadık bilinir ki üçlemede tekne batabilir. Bu sefer hazırlıklıydık diyeceğim ama can yeleklerimiz yoktu, gerekliydi de. Dalga boyu 4-5 m, rüzgar 6-7 kuvvetinde, ana yelken camadanlı, motor seyri gidiyoruz.

   Buralardaki en küçük teknelerden biriyiz. Bizim gibi henüz 3 tane gördük diyebilirim. Herkes ''nasıl baş ediyorsunuz'' diye soruyor. Bizde ''baş etmek ne demek, bide üstüne gidiyoruz fırtınanın diyoruz''. Ah Çılgın Türkler ah. Gerçekten de tekne boyumuzun 10.5 m olması bazen sorun yaratıyor özellikle dalgalarda. Dalga arası düştüğümüz oldu o yüzden motor seyri daha güvende hissettiriyor. Daha hızlı geçebiliyoruz dalgaları. Öyle yelken aça aça gidemiyoruz malesef. Gittiğimiz zamanlarda oldu tabi ama dalga boyu 2 m iken.

   Amorgos'tan çıktıktan 3 mil sonra geri mi dönsek diye konuştuğumuz bile oldu ama ıslandık bir kere devam edelim dedik. Zaten Amorgos- Koufonisia arası 16 mil. Koufonisia Adasının açığında Keros Nisida adasına yaklaştıkça dalgalar büyüdükçe büyüdü, bizde yolumuzu uzatmak pahasına yönümüzü kuzeybatıdan batıya çevirdik yani adanın altına (güneye) yöneldik. Deniz Dümdüz oldu. Rahatlamıştık sonunda üzerimizi değiştirdik, dağılan kitapları, eşyaları topladık. Sohbet ede ede giderken rüzgar bastırmaya başladı, ada alçak  bulduğu her boşluktan anafor yapıyor, adadan da uzaklaşamıyoruz bu sefer dalga var. El kadar ana yelkenle gidiyoruz. 39 knot'ı gördüm ve yan yattık. Bumba iskotasını açmak bile teknenin kalkmasına yardımcı olmakta zorlandı. Neyse ki dümen manevralarıyla kalktı tekne.

   Orta Ege meltemleri daha da güçlü olmaya başladı. Yelkencilerden edindiğimiz bilgilere göre adalara yaklaştıkça kuzey taraflarında dalgalar büyüyor, güney taraflarında ise rüzgar sertleşiyor. İki seçenek var, ya adaya yakın ya da uzak geçeceksin ama rotaya uygun olmayabiliyor. Bilinçli olarak güneyinden geçip, bunu birinci gözden gördük. Evet adanın alt tarafı daha rüzgarlı oluyor.

   Saat 19.00'da, 16 millik bu çılgın yolculuğumuz bitti. Koufonisia marina girişi çok dardı ve rüzgar çok bastırıyordu. Öne ve yanlara destek yolladıktan sonra son sürat marinaya girdim.
Derinlik 2.4 m olan marinada tonoz var. Teknelere ayrılmış bir yer ama rüzgar bakımından korunaklı değil. Meltem olduğu gibi içeride ve çok gelgit oluyor.  Her şey içinde günlük 17.90€ ödedik.







Koufonisia limanı

 Marinada iki tekne Türk'tü, onlar Marmaris'ten gelmiş, artık dönüşe geçmişlerdi. Bilgilerimizi paylaştık. 2002'ten beri buralara geliyorlarmış. Özellikle '' MemorieZ'' adlı teknenin tecrübelerinden oldukça yararlandık diyebilirim.

Marinanın hemen yan tarafında alargada da kalınabilir. Korunaklı değil.









Alargadaki tekneler


   Bir kaç gündür sintineye dolan sudan şikayet ediyorduk. Tuzlu su mu, tatlı su mu belli olmayan suyun; en sonunda tatlı su olduğuna karar verip, kaynağını bulduk. Hidrofordan çıkan suyu çeşmelere basınçlı gitmesini sağlayan basınç ayarlayıcı tankımız çatlamış. Sun fixle tamir ettik. Otomatik pompamız çalışmadığı için suyu elle attıktan sonra, bir dahaki limanda tankın ve pompanın yenisini almak üzere üstün körü hallettik.

   Koufonisia çok güzel bir ada. İncecik kumlu sahilleri ve şık restaurantlarıyla bol bol turist çekiyor. Adada ziyaret edilecek tarihi bir yer yok. Daha çok yüzüp, yemek yemek ve dar barlar sokağı için gelinmesi gereken bir ada.


















Bir sonraki adada görüşmek üzere.
Pruvanız neta olsun..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder