2 Ağustos 2013 Cuma

Syros'tan Kythnos'a

   31 Temmuz saat 6.00 da Kythnos'a doğru yola çıktık. İki ada arası paralel geçiş yaptığımız için 5 kuvvetindeki rüzgarla keyifli bir apaz seyri yaptık. Tadı damağımızda kaldı.Toplamda 33 millik yolun 25 mil olan kısmını yelkenli ile 6-7 knot hızla katettik. Kythnos burnunu geçince adanın batısından kuzeyine doğru tırmanırken 27 knot kafadan gelen rüzgarla, motor seyri ile 11.15'te rotamızı tamamladık.

Yelkenler fora

   Kythnos'ta durağımız Merikhas koyu idi, küçük bir koy. Adanın batısında bulunuyor. Koya girişte bir ada var. Adanın üst tarafından geçmelisiniz. Zira alt tarafın derinliği 3.5 m tehlikeli olabilir. Bağlanmada çapa atılıyor. Çapanızı sağlam attığınıza emin olun. Rüzgara tam açık olmasa da çok çalkantı yapıyor. Tanıştığımız Yeni Zellandalı aile iki gün sorun yaşadı en son çareyi bir daha çapa atmakta buldular. Derinlik yanaşmada 3.5 m. Merikhas'ta bağlanma ücreti yok. Belediyeye ait su ve elektirik var. Kart alıyorsunuz, bakiyeniz kadar kullanıyorsunuz. Şansımıza bize ayrılan bir tekne tarafından hediye edildi. Daha sonraki günler marketten aldığımız €2.5 olan elektrik ve su kartı ile idare ettik. Ortak kullanılıyor genelde. Bakiye 150 lt. suya bedel. Dikkat edilemezse 1 günde bile kartınız bitiyor ama sorun değil o zamanda diğer tekneler kart alıyor. 

Merikhas belediye limanı
   
   Aynı gün rüzgarın dindiğini zannedip 15.00 'da Kythnos'tan ayrılıp, Yönümüzü Atina körfezine çevirdik. Yarım saat sonra meltem vuruşunu yaptı 8 kuvvete çıkan rüzgarı görünce, Merikhas'a geri dönmeye karar verdik. Bundan sonraki hedefimiz Atina körfezi. Kea Adası ile Atina körfezinin girişindeki Lavrion mevkii arasında kanal 40 knota varan rüzgarlar yapıyor. Ayrıca gemi trafiği olduğu için hem karışık, hemde kanal yüzünden çok dalgalı olabiliyormuş. Gene de kendimiz yaşayıp göreceğiz. Özellikle gece seyri yapanlar dikkat etmeli. Bizde bu yüzden meltemin dinmesini bekleyeceğiz.
  
   Merikhas'ta uzun süre kaldık. Hem havanın dinmesini bekledik hem de dinlendik. Güzel arkadaşlıklar kurduk. Yeni Zellanda'lı olan Terry ve Carol son derece mütevazi ve samimilerdi. Carol akademik olarak ilerlerken üniversitede İngiliz dili ve edebiyatı öğretmenliği sırasında kanser olduğunu öğrenmiş, iyileştikten sonra daha önceki merakları olan; yelkenle dünyayı gezmeye karar vermişler. Artık kara ile bağlantıları yok denilebilinir. Hedefleri Türkiye-Kaş. 25 tane tekne ile orada buluşup, kışı Finike limanında geçirmek. Haz aldık, mükemmel plan. Hala görüştüğümüz diğer aile ise İspanyol olan Laura ve Fransız asıllı şef olan Olivier. Olivier'in kendine ait restaurantı varken, ani bir kararla küçük yelkenli tekneleri onları çağırmış ve herşeylerini bırakıp, denize açılmışlar. 9 metre olan tekneleri kötü durumda olmasına rağmen iyi yelkencilikleri sayesinde çoğu yere gitmişler. Bütün sistem elle çalışıyor. Su tankları yok, bulaşıkları denizde yıkayıp, denizde tuttukları balıkları yiyorlar, ee birde aşçı olunca kendisi, kavanozlarda saklanabiliyor o balıklar. Mükemmel bir aile güler yüzlü, yılmamışlar. Mikanos'tu hedefleri Olivier'in babası orada yaşıyormuş. Onlarda Kışı Türkiye'yede geçirecekler.

   4 agustos'ta rüzgar diner gibi oldu ama bizim cesaretimiz kırılmıştı. Birde bütün siteler farklı gösteriyordu. Kalmaya karar verdik. Ailemin işi olduğu için onlar Türkiye'ye feribotla dönmek istedi. Onları uğurladık. Babür'le baş başa kaldık. Denizci insanları seviyorum. Ulus farketmeksizin genellikle kaliteli ve sıcak insanlar. Üç tane Türk teknesi ile tanıştık. Beraber geziyorlarmış. Çeşme tarafından çıkmışlar. Onlarda 1.5 aydır denizdelermiş. Akşama çaya davet ettiler; mercimekli köfteler, börekler. Hasret giderdik Türk yemekleri ve muhabbetiyle. Bilgi alışverişi ve hikayeler. Ve Claus. Alman, eşinden boşanmış. Tek başına son kez katamarını ile dolaşıp, Hırvatistan'a gidip orada satmak hedefi.Claus'ta bizim kadar bekledi. Güzel dostluklar kurduk. Umarım devam eder. Türkiye'ye gelecek teknelerle kışın buluşmaya karar verdik ve vedalaştık.

 Kolona Koyu


   9 Ağustos'ta Kythnos'ta bir küçük adayı kendisine 10-15 m genişliğinde kumdan bir geçit ile bağlayan masmavi denizi olan Kolona koyuna gitmek istedik. Amaç alargada bir gece konaklamak. Hazırlıkları tamamladık, vedalaştık. Merikhas Limanından çıkmadan önce Babür'le aynı anda terslik var diyip motoru durdurdum. Egzos su atmıyordu, motor boğulmaya başladı haliyle. Sonra Kıyıya seslendik, Motoru çalıştırdım ileri vermeden, bir tane zodyak bizi alıp iskeleye kadar çekti ve aborda olduk. Başladık motorla ilgili her yere bakmaya.Teknenin altına bile daldım. Deniz suyu çekilen yer tıkanmış olabilir diye. Başka bir arkadaşımızın başına gelmişti çünkü. İmperaller'ı değiştirdik, çatlamıştı oda. Deniz suyu hortumu, Filtre her şey olması gerektiği gibi. Filtrenin içine su koyunca, egzos su atıyor, hortumu kovanın içine koyunca su çekiyor. Sonra anladık ki vana ile ilgili. Vanaya vurmamızla koca bir tuz yığını düştü sintineye. Sonra motor eskisi gibi çalışmaya başladı. O kadar tuzlu ki deniz, uzun süre motoru çalıştırmayınca biriken tuz sertleşmiş demek ki. Bizde Kolona koyuna gezi motorlarıyla gittik enfes bir yerdi, es geçilmemesi gereken bir koy. Tabi o gece de kaldık. Ertesi gün hedefimiz Atina Körfezine giriş Poros adası olacak.        

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere selametle..

Paros'tan Syros'a

   30 Temmuz 6.30'da rotamız Syros'a doğru yola çıktık. 25 millik yolumuzu kafadan gelen rüzgarla 10.30'da tamamladık. Syros adasının güneybatısında olan Foinikas marinaya girince herkeste büyük bir mutluluk oluştu, şimdiye kadar gördüğümüz en berrak denizdi. Marina'da çapa atılıyor. Derinlik bağlanmada 5 m. Marina görevlisi olan ''Niko'' hemen size yardıma geliyor. Foinikas'ta limandan ayrılmanıza gerek yok. Denizi sizi kendine çekiyor.

Syros limanı














   Syros'ta Foinikas'ta 102 Lt. diesel aldık. Diesel fiyatı Lt. €1.467 idi. Marina bağlanma ücreti günlük su ve elektrik dahil € 10. 200 lt. su aşımı ekstraya giriyor. İlk defa Syros'ta transitlog'a damga vurulduğu zaman bizden ücret istediler. Eğer teknemiz özel olmasaydı yani charter ya da yunan bayraklı olsaydı, liman girişi için €3 ödeyecektik. Biz Amerikan bayraklı olduğumuz için artı €15 ödedik. Normalde her liman almalıymış ama liman polisleri pek ilgilenmiyormuş. Bu ücret ilk giriş için €15 imiş. Daha sonraki gün fiyata dahil. İki gün sonrası ve daha sonraki günler için günlük artı €3 daha ödenmeliymiş.














Syros- Foinikas koyu kuzey rüzgarlarına kapalı ve temiz bir koy. Alargada da rahatlıkla kalınabilinir.

Foinikas alargadaki tekneler.
Foinikas Marina -Avanti














  Syros'un  doğusundaki ana limanı ise Ermoupoli. Feribotların yanaşma yeri olduğu için çok çalkantılı oluyormuş. Ana liman bizim dönüş rotamızda. Syros- Foinikas'a dinlenmek için girdik. Planımız dönüşe geçtiğimiz zaman Ermoupoli Limanına bağlanmak ve Syros'u gezmek. Syros Adası detaylarını size o zaman vereceğim.









Rotamız Kythnos yazımda görüşmek üzere...

Naxos Adası'ndan Paros'a

   27 Temmuz 11.50'de Naxos'tan çıkış yaptık. Rotamız 10 mil. Paros Adasına kadar 5 kuvvetinde esen apaz rüzgarla 4 knot hızla uzun zamandır yaşayamadığımız yelkenli keyfini çıkarttık. Burunu aşınca rüzgar orsadan gelip dalga boyu büyümeye başlayınca yolu uzatmamak adına cenoayı indirip ana yelken- motor seyri ile saat 14.00'da Paros'a vardık.
 
   İki ada arası paralel geçiş olmadığı sürece, rüzgar hep kafadan geliyor bu da bizim uzun olan rotalarımızda yelken açarak gitmemizi engelliyor. Adalara yakın geçmemeye çalışıyoruz. Aksi takdirde dalgalar karışmaya başlıyor. Bide tabi adalar arası kanal geçişleri var.

Naoussa Limanı yanındaki plaj

Parakia limanı
Naoussa merkez 
Paros iki önemli limana sahip. Biz adanın kuzeyinde bulunan Naoussa limanı'na bağlandık. Limana giriş dar ve kayalıklı. Vhf ch 12. Telsize cevap vermediler tabi ki. Kendi başımızın çaresine baktık. Tonoz alınıyor. Tonozu yanlış taraftan aldık ve sonuç tornistan sırasında rehber halat pervaneye takıldı. Fark edip motoru durdurmam bizi kurtarmadı. Sonrası bir saatlik dalış ve motor şaftına sıkışan ipi parçalarına ayıra ayıra kesmek oldu. Naoussa Limanını sabah erken terk ettik. Yannis günlük ücret almadığı için, bağlanma fiyatını öğrenemedik bizde gönlümüzden kopan €30 ile notu ofis kapısının altından bıraktık. (Naoussa liman görevlisi Yannis tel no: 0030 694 277 20 23)

   Yanımıza gelen teknelere her zaman yardım etmişizdir. Özellikle eşim Babür hem muhabbet etmeyi hemde yardıma koşmayı çok sever. Yanaşmada çok kötü olanlar gördük. Bizim yanaşmamız küçük olduğumuz için mi bilemiyorum ama hep sorunsuz oluyor. Hatta hep takdir topluyoruz. Ama Paros'ta şaşırdık artık. Kiralık diye herhalde insanlar son sürat iskeleye gelip çarpma tehlikesi yaşıyorlar. Palamar halatlarını karmakarışık atıyorlar, daha bağlanma bitmeden dümeni bırakıp işi karadakilere bırakıyorlar. Tavsiyem bilmediğiniz yerlere önce bir tur gözlem yapıp sonra yanaşın.
Parakia Limanı
Naoussa şehir merkezinde balıkçılar için oluşturulmuş havuzluk
    Naxos Limanında transitlogumuza giriş yaptırmamıştık. Niko gerek olmadığını söylemişti. Paros'ta bu sorun oldu tabi, crew list'i tamamlamadığımız için. Naoussa limanında damga yokmuş. Bizi işlemler için ana liman olan batı'daki Parikia limanı'na yönlendirdiler. Oraya otobüsle gittik. İşlemi kolaylıkla hallettik. Parikia limanı Paros'un ana limanı ve şehir merkezi büyük. Naoussa' ya göre daha açık ve çalkantılı bir yer. Feribotların yanaşma bölgesi de orası. Limana uzak olsa da giriş çıkış çok fazla. Kıyıya yakın alargada kalınabilir. Naoussa körfezinde ise alarga çok uygun değil. Adanın doğusunda olan Piso Livadi ise başka bir liman. Korunaklı ve elektrik su var.

   Paros'ta gezme fırsatı pek bulamadık. Zaten yanaştığımız Naoussa adanın en güzel koyu. Çarşısı, restaurantları, mağazaları, barları, daracık sokakları görülmeye değer. Kaldığımız her gün ayrı bir zevk aldık.

Naoussa- Sokak çalgıcıları

Dalga boyunuz az rüzgarınız bol olsun.. Ege Denizi'nde ise rüzgarınız az olsun...



   

 
  

1 Ağustos 2013 Perşembe

Koufonisia'dan Naxos'a

   19 temmuz cennet adalardan olan Koufonisia'dan saat 13.20' de ayrıldık. Rotamız Kyklad bölgesinin en büyük adası olan Naxos. İlk hedefimiz Naxos adasının güney yakasındaki Kalandhon körfezi. 6.7 millik kısa rotamızı 14.43'te tamamladık. Kalandhon körfezine 2 mil kala meltem patladı.Ama açıkta 3 knot rüzgarı görünce körfeze göz gezdirdikten sonra Naxos'a devam edelim dedik. Burunu aşınca rüzgar 7 kuvvete çıkıp, dalgalar pruvaya çarpmaya başlayınca Kalandhon'a dönmeye karar verdik.

Kalandhon Koyundan ayrılış
                                       

    Koyun içini melteme tamamen açık ve korunaklı olmadığını görünce alarga yerine taş iskeleye aborda olmaya karar verdik zira herkes aborda olmuş, alargada 1 tekne vardı. Liman balıkçı tekneleri ile doluydu. Sadece bir tane terk edilmiş küçük yelkenli vardı. Rüzgar limanın içinde anafor yapıyordu. Pruvadan zorlu ama sorunsuz aborda olduk. Terkedilmiş gibi gözüken limanda hem liman görevlisi hemde çoban olan ''Vassilis'' üç kelimelik ingilizcesiyle biz yanaştıktan sonra gelip, orası ''yellow zone'' acil yanaşma için dedi. Hoş bizim içinde acil giriş gibi bir şeydi zaten. Halatlarla tekneyi sarı bölgeden çıkardık. Şimdiye kadar en zorlu yanaşmamızı yaptık. Zaten kıçtan kara imkansız gibi bir şey. Derinlik yanaşmada 2.2 oluyor. Elektrik ve su var. Biz bir şey almadık. Zaten arıza nedeniyle su yokmuş, elektrik ise €5. Sadece gecelik 8.70 € ödedik.
   Kalandhon koyunda görünürde iki tane taverna var, onlarda dağın tepesinde. Bizim amacımız oraya sığınmaktı zaten. Biz sakinleştikten, tekne sağlama alındıktan sonra meltem coştu ta coştu. Avanti rüzgarla taş iskelenin arasında yan yatıp durdu bütün gece, dolayısıyla uyutmadı. Ama gün içerisinde koyun upuzun altın kumlu sahilinde keyif yapmayı ihmal etmedik.

   20 temmuz saat 6.10 da Kalandhon'dan dinmeyen melteme karşı kolay avara (iskeleden ayrılma) ettik. 21 knot orsa seyriyle 17 millik rotamız olan Naxos'a motor seyri ile 8.50' de vardık.

Naxos limanı Hora'dan görünüş
   Naxos'un batı yakasından pruvamıza çarpan yaklaşık 1 metrelik dalgalarla yukarı tırmandık. Batı yakasında çok sığlık var. Kıyıdan açıkta bile derinlik 10 m. Naxos limanı girişi ise hem kaba dalgalı hemde sığlıklar yüzünden karışık, Üstüne bide ferry giriş çıkışı ortalığı iyicene karıştırıyor. Navigasyon cihazında sığlıklar gözüküyor. Dikkatli olunmalı. Biz limanın üstüne tırmanıp dalgayı kıçtan alıp girdik.

 



   Naxos City limanına girince bizi daha önce Koufonisa'da tanıştığımız bir aileden telefon numarasını aldığımız marina görevlisi olan Nikolas karşıladı. (ilgilenenler için niko tel no: +30697 551 05 95). Daha önce de söylediğim gibi bizim gibi bir kaç tekne harici bütün yelkenliler 39 ft üstü. Limanda melteme ve dalgaya o kadar açık ki herkes hem çapa atmış, hem de tonoz almış. Bizim çapa atmamıza gerek duyulmadı, tonozla yetindik. Derinlik bağlanmada 3 m. Korunaklı olmayan marinanın pantonları, içerisi temiz kalsın diye açık yapılmış. Bir de üstüne Blue star, Helenic sea lines trafiği  eklenince tekneler çok çalkalanıyor. Tekneyi uzun süre bırakıp gitmek pek mantıklı değil. Rüzgarın çok patladığı bir akşam bir kaç tekne sinirlenip, marinanın yukarısına, mendireğin oluşturduğu büyük durgun suyu olan koya alargaya kaçtılar.

Apollon Tapınağından şehir manzarası














    Patmos'ta bir kişi eksilmiştik. Kişi listemizi tamamlamak üzere; Nilay'ı beklemek için Naxos'ta uzun süre kalmayı planlıyoruz.

   Naxos gerçekten büyük bir ada. Büyük olmasına rağmen görmeye değer bir kaç yeri var. Merkez sayılabilecek yerler hariç çok kurak ve boş bir ada. Hatta Moni köyüne uğrayan ilk Türk bizmişiz. Batı yakası kumsallardan ibaret ve sörfçüler için cennet sayılabilir. Mando plajı yeni başlayanlar için ideal. Sörf yapmak için havuz oluşturulmuş gibi; acemilerin kaçması imkansız. Prokopiou koyu ise usta sörfçüler için ideal. Limanın yanında olan şehir merkezi çok güzel. Apollon'daki Kouros'u(dev mermer heykel), Koronos köyü'nü (üzüm bağları için), Hora (dar sokakları, tavernaları, hediyelik eşyaları için). Ve zaten gitmeseniz de gözükmemesi imkansız Antik Tapınak Girişini (Apollon Tapınağı) görmelisiniz.


Apollon köyü
Apollon tapınak girişi


Şehir merkezindeki meşhur Flamingo bar














   Naxos'ta aradığınız hemen hemen her şeyi bulabilirsiniz. Daha önce uçup giden radar reflektörümüzü, çalışmayan sintinemizi ve ekolayzır tankımızı (çeşmelere su gitmesini sağlayan basınç tankı)  buradan satın aldık ve onardık. Naxos'a gelirken yolda iskele havuzluktaki ana yelken mandarını kontrol etmek için kullandığımız vinç bozulmuştu. Vinci açıp kontrol ettikten sonra pimin ( vinç kolunun vinci sarmasını sağlayan milin içindeki tel ) kırıldığını farkettik. Vinç halatı tutuyor ama sarmıyordu. Hemen onu da satın alıp tamir ettik.

Mando plajı


    Naxos adasında alarga kalınabilecek yerler arasında daha öne uğradığımız koy olan adanın güneyindeki Kalandhon körfezi var. Korunaklı olmasa da kaçmak için uygun. Adanın en doğusunda, burunun altında kaldığı için korunaklı olan Moutsouna koyu var ve adanın güneydoğusunda kalan küçük ve korunaklı olan cennet koy Panarmos' ta alargada kalabilirsiniz. Girişte sizi dev asker gibi dizilmiş palmiyeler karşılıyor.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere selametle...