9 temmuz 14.10'da Patmos'tan ayrıldık. Bu kadar geç saatte ayrıldığımız için, meltemi ve 3 metre boyundaki dalgaları yedik pruvamıza. Bekledik çünkü Patmos'ta Nilay'ı uğurladık. İşleri için Bodrum'a dönmesi gerekiyordu.
Asıl rotamız Patmos- Mikanos'tu ama meltemin en doruk zamanı olduğundan maceraya gerek duymadık. Batı olan rotamızı güneybatıya Levita adası'na çevirmek zorunda kaldık. . Herkeste mide bulantısı..Ben kaptanlığı bırakıp eşim Babür'e devrettim. Yolda radar reflektörümüzü kaybettik. Dalga boyu 1.5- 3.5 m arasında değişiyordu. El kadar ana yelken açtık. Gidiyoruz,ada yok. Navigasyon aletine baka baka hal olduk. Ada orada olmalı... yok! Ne yapalım derken, geri dönmek yok diyerek devam ettik. 5 mil kala kara sonunda görüldü!!! 26 millik yolu 17. 30 da tamamladık. Levita'ya kadar perişan olduk diyebilirim.Rüzgar uçuruyor.Adanın güneyinde bulunan doğal limana attık kendimizi." Meltem bizi sevdi" muhabbetiyle girdik limana. İçerisi fır döndü.İyi ki tonoz varmış, 12 adet. Herkes sığınmış küçücük koya. Adanın tepesinde bir taverna, koyda da bir tane balıkçı teknesi var. Aile atmış tonozları, biliyor tabii meltemin bizi buraya sürükleyeceğini. Çok mutlu bir şekilde indik teknemizden. O gece uyuyamadık bir türlü, rüzgar 8 kuvvete kadar çıkıyor, tekne yan yatıyordu..
Aslında, Dodekanlar (on iki adalar) dan çıkıp Kyklad adaları bölgesine girdiğimizde meltemin bizi daha sert karşılayacağını biliyorduk ama hedef Atina bir kere. ..Levita adası ise tam geçiş kanalının olduğu yer. Bizim rotamızda Dodekanlardan; Kos-Pserimos- Kalimnos-Leros- Patmos vardı. Kyklad bölgesinde ise planlarımıza göre Amorgos- Naksos-Mikanos- Gaidaros-Kythnos-Kea olacak ve Atina'ya varış. Geri dönüş tam net değil.
10 temmuz. Adada yapacak pek bir şey yok, suyumuz bitti bitecek, internet telefon yok; güncel hava raporu lazım. Her gelenle konuşuyoruz..Herkes afallamış. Adadan kaçan sabah 6' da gidiyor, kalanlarsa ertesi sabah 6'da. Başka seçenek yok. Biz,saat 8 gibi çıkalım dedik. Levita adasını geçer geçmez geri döndük doğal limanımıza.
11 temmuz. Baktık bu sabah rüzgar çok sert, hiç düşünmedik ayrılmayı. Akşam durulur gibi oldu.Tam çıkalım derken, yarım saat nefes almış meğer... Suyumuz bitti bu arada, denizde bulaşık yıkıyoruz. Biraz sıkıldık. Adayı keşfe çıktık. Adanın tam tepesinde telefon çeker belki diye tırmanışa başladık, çekti. Öğrendik ki Bodrum'da olan Nilay meraktan çıldırıp, sahil güvenliğe haber vermiş, ortalık karışmış tabii. Bize haber gelmedi,arayanda olmadı. Türkiye -Yunan iletişimi pek iyi değil sanırım.. Nilay' da Helenic coast guard'ı aramış. Biz bulamayız, liman görevlilerini arayın demişler. Hangi limansa, biz denizin ortasındayız.. Önceden Leros'ta başımıza gelen üzücü bir olayı paylaştığım, Serdar Bapoğlu -Türksail.com 'la irtibata geçmek gelmiş aklına. Kendisi Nilay'ın içini rahatlatmış, sağ olsun. Ama sonuç olarak bizim AIS'imiz yok, bizi kim nasıl bulsun.. Bu da büyük bir ders aslında. Ancak biz ulaşabiliriz ya da telsiz çekerse, biz duyarsak..
12 temmuz. Her türlü bilgiyi aldıktan sonra, bile bile meltemin kucağına attık kendimizi. Hemde tam Dodekan bölgesinden Kyklad bölgesi geçiş boğazının ortasına.. Kararttık gözümüzü,sabah saat 6.22 de Levita adasından ayrıldık.
Allah selamet versin..
Devamı Levita' dan Amorgos'a yazımda....
Güzel bir yazı olmuş,tebrik ederim.Siz belki can derdine düştüğünüz için farkına varmadız ama ben burada sizden haber alamayınca gerçekten çok endişelendim.Ancak üçüncü gün iletişim kurabildik,o da telefonun çekmesi için adanın tepesine tırmanmayı akıl edebildiğiniz için..Olaydan yazında çok kısa bahsetmiş olsanda,belki başka bir yazında ais'in ya da kıyıdakilerle iletişim kurmanın önemini vurgulamak istersin.Orada neler çektiğinizi en iyi siz,burada çektiklerimi ise en iyi ben bilirim.Seviyorum sizi,kendinize iyi bakın.Öptüm :) Nilay
YanıtlaSil