9 Eylül 2013 Pazartesi

Kythnos'tan Poros'a

Kythnos Adasından sonra Kyklad'lar bitti. Şimdi Saronic Adaları grubundayız.

   10 Ağustos'ta saat 7'de Kythnos-Merikhas'tan Poros adasına doğru yola çıktık. Bu seferde deniz süt liman. Kythnos burnundan Kea adasının aşağısında kalan mevkiiye kadar motor seyri  yaptık. Poros adasının güneybatı girişine 5 mil kalaya kadar yelken seyri yaptık. Rüzgar 16 knota kadar çıktı. Keyifli ve telaşesiz  bir yolculuktu. Hızımız 4 -7.5 knot arası idi. İyiki beklemişiz çünkü seyir esnasında karadan çok uzakta olmamıza rağmen kanalların yaptığı dalgalanmaları görebiliyorduk. Rüzgar öğlen saatlerinde 1 kuvveti gösterdiğinde Poros'un Güneybatı girişi gözüktü yelkenleri kapadık, motor seyriyle, adanın ve bizi karşılayan yelkenlilerin keyfini yaşadık. 44 mil olan rotamızı 13.30 tamamladık.

   Syros'ta tanıştığımız, çoğu rota hakkında bilgisi olan İspanya'dan Tunus'a, Kıbrıs'a ve Mısır'a kadar rotasını genişletmiş, sadece yelken seyiri yaptığını söyleyip havasını atan İngiliz denizci, mesleği kaptanlık olan Dale Bechaz tavsiye etmişti bize Poros'u ''ben geç keşfettim siz hemen görün'' demişti. ''hem rota açısından rahat edersiniz, hem de Saronic bölgesine girerken apaz seyri yaparsınız'' demişti. Ne dediyse çıktı. Mükemmel bir yol ve ada idi. Biz Kea Adasına çıkıp, Atina- Pire'ye direkt gidecektik. İyiki Poros'a gitmişiz. .




 
   Poros Adasını Yunanistan ana karası ile boğaz ayırıyor. Uzun bir kanal. Kanala boyunca Poros adasına yakın seyir edilmeli. Feribotlar ve diğer gezi tekneleri de bu rotayı kullanıyor. Kanala Batıdan ve kuzeyden giriş var. Çok karışık ve eğlenceli bir yer. Batı girişinde derinlik ilk başta 5m. daha sonra kanal daralıyor ve derinlik 3.5 metreye kadar düşüyor. Kanal genişledikçe de 7m. oluyor derinlik. Poros adası karşısındaki ana kara ile eşit görünümde kanala yakın kurulmuş bir sahil kasabası. Kanal boyunca uzun yürüyüş yolları, restaurantları ve en çokta hepsi kanal manzaralı renkli şık yalı ve evleri ile gösterişli bir kasaba.


   Neredeyse kanal boyunca müsait olan her yere  bağlanmak serbest ve tonozlu olmayan yerler ise ücretsiz. Çok yoğun olduğu için akşam saat 5'ten sonra mutlaka yerinizi bulup yanaşmalısınız. Zira yer kalmayabilir. Kanal olduğu için çok gelgit oluyor ve uzun çapa atmak yasak o yüzden bazı uyanıklar aborda olduğu için yer sorunu olabiliyor. Elektrik ve su için görevli geliyor. Ne kadar kullanırsan kullan mantığı ile; günlük elektrik €6 su ise €3.

 
   Uzun kalmak değil niyetimiz. Amaç bir an önce Atina'ya  varmak ama o kadar güzel bir yer ki 2. gün bağlandığımız yerden ayrılıp kanal boyunca tekneyle dolaşmaya karar verdik. Kanal boyunca bir sürü küçük koylar var. Demir atıp yüzmek için başladık bakınmaya ama deniz o kadar bulanıktı ki karar veremedik, o kadar temiz suyu olan adalardan sonra. Bağlandık bir yere. Altı bataklık denizin, çapa sürekli tarıyor bu arada biz, 2. de tutturduk. Günümüzü geçirdik, döndük merkeze,canlılığın olduğu bir yere bağlandık 2. gecede. Yanına yanaştığımız tekne daha önce, Kythnos'ta tanıştığımız bir tekne çıktı. Bizimle aynı gün çıkacaktı o da, daha geç çıkmış yola biz yelken yaptık deyince şaşırdı, onlarda hiç rüzgar yokmuş, bütün yolculukta motor seyri yapmışlar.

   Keyifli muhabbetler gezmek derken Poros'ta yapılacak pek bir şey yok. Bizde manzaranın ve yoğun yelkenlilerin keyfini sürdük. Bundan sonraki hedef Aigina Adası.
















Aigina' da görüşmek üzere..

2 Ağustos 2013 Cuma

Syros'tan Kythnos'a

   31 Temmuz saat 6.00 da Kythnos'a doğru yola çıktık. İki ada arası paralel geçiş yaptığımız için 5 kuvvetindeki rüzgarla keyifli bir apaz seyri yaptık. Tadı damağımızda kaldı.Toplamda 33 millik yolun 25 mil olan kısmını yelkenli ile 6-7 knot hızla katettik. Kythnos burnunu geçince adanın batısından kuzeyine doğru tırmanırken 27 knot kafadan gelen rüzgarla, motor seyri ile 11.15'te rotamızı tamamladık.

Yelkenler fora

   Kythnos'ta durağımız Merikhas koyu idi, küçük bir koy. Adanın batısında bulunuyor. Koya girişte bir ada var. Adanın üst tarafından geçmelisiniz. Zira alt tarafın derinliği 3.5 m tehlikeli olabilir. Bağlanmada çapa atılıyor. Çapanızı sağlam attığınıza emin olun. Rüzgara tam açık olmasa da çok çalkantı yapıyor. Tanıştığımız Yeni Zellandalı aile iki gün sorun yaşadı en son çareyi bir daha çapa atmakta buldular. Derinlik yanaşmada 3.5 m. Merikhas'ta bağlanma ücreti yok. Belediyeye ait su ve elektirik var. Kart alıyorsunuz, bakiyeniz kadar kullanıyorsunuz. Şansımıza bize ayrılan bir tekne tarafından hediye edildi. Daha sonraki günler marketten aldığımız €2.5 olan elektrik ve su kartı ile idare ettik. Ortak kullanılıyor genelde. Bakiye 150 lt. suya bedel. Dikkat edilemezse 1 günde bile kartınız bitiyor ama sorun değil o zamanda diğer tekneler kart alıyor. 

Merikhas belediye limanı
   
   Aynı gün rüzgarın dindiğini zannedip 15.00 'da Kythnos'tan ayrılıp, Yönümüzü Atina körfezine çevirdik. Yarım saat sonra meltem vuruşunu yaptı 8 kuvvete çıkan rüzgarı görünce, Merikhas'a geri dönmeye karar verdik. Bundan sonraki hedefimiz Atina körfezi. Kea Adası ile Atina körfezinin girişindeki Lavrion mevkii arasında kanal 40 knota varan rüzgarlar yapıyor. Ayrıca gemi trafiği olduğu için hem karışık, hemde kanal yüzünden çok dalgalı olabiliyormuş. Gene de kendimiz yaşayıp göreceğiz. Özellikle gece seyri yapanlar dikkat etmeli. Bizde bu yüzden meltemin dinmesini bekleyeceğiz.
  
   Merikhas'ta uzun süre kaldık. Hem havanın dinmesini bekledik hem de dinlendik. Güzel arkadaşlıklar kurduk. Yeni Zellanda'lı olan Terry ve Carol son derece mütevazi ve samimilerdi. Carol akademik olarak ilerlerken üniversitede İngiliz dili ve edebiyatı öğretmenliği sırasında kanser olduğunu öğrenmiş, iyileştikten sonra daha önceki merakları olan; yelkenle dünyayı gezmeye karar vermişler. Artık kara ile bağlantıları yok denilebilinir. Hedefleri Türkiye-Kaş. 25 tane tekne ile orada buluşup, kışı Finike limanında geçirmek. Haz aldık, mükemmel plan. Hala görüştüğümüz diğer aile ise İspanyol olan Laura ve Fransız asıllı şef olan Olivier. Olivier'in kendine ait restaurantı varken, ani bir kararla küçük yelkenli tekneleri onları çağırmış ve herşeylerini bırakıp, denize açılmışlar. 9 metre olan tekneleri kötü durumda olmasına rağmen iyi yelkencilikleri sayesinde çoğu yere gitmişler. Bütün sistem elle çalışıyor. Su tankları yok, bulaşıkları denizde yıkayıp, denizde tuttukları balıkları yiyorlar, ee birde aşçı olunca kendisi, kavanozlarda saklanabiliyor o balıklar. Mükemmel bir aile güler yüzlü, yılmamışlar. Mikanos'tu hedefleri Olivier'in babası orada yaşıyormuş. Onlarda Kışı Türkiye'yede geçirecekler.

   4 agustos'ta rüzgar diner gibi oldu ama bizim cesaretimiz kırılmıştı. Birde bütün siteler farklı gösteriyordu. Kalmaya karar verdik. Ailemin işi olduğu için onlar Türkiye'ye feribotla dönmek istedi. Onları uğurladık. Babür'le baş başa kaldık. Denizci insanları seviyorum. Ulus farketmeksizin genellikle kaliteli ve sıcak insanlar. Üç tane Türk teknesi ile tanıştık. Beraber geziyorlarmış. Çeşme tarafından çıkmışlar. Onlarda 1.5 aydır denizdelermiş. Akşama çaya davet ettiler; mercimekli köfteler, börekler. Hasret giderdik Türk yemekleri ve muhabbetiyle. Bilgi alışverişi ve hikayeler. Ve Claus. Alman, eşinden boşanmış. Tek başına son kez katamarını ile dolaşıp, Hırvatistan'a gidip orada satmak hedefi.Claus'ta bizim kadar bekledi. Güzel dostluklar kurduk. Umarım devam eder. Türkiye'ye gelecek teknelerle kışın buluşmaya karar verdik ve vedalaştık.

 Kolona Koyu


   9 Ağustos'ta Kythnos'ta bir küçük adayı kendisine 10-15 m genişliğinde kumdan bir geçit ile bağlayan masmavi denizi olan Kolona koyuna gitmek istedik. Amaç alargada bir gece konaklamak. Hazırlıkları tamamladık, vedalaştık. Merikhas Limanından çıkmadan önce Babür'le aynı anda terslik var diyip motoru durdurdum. Egzos su atmıyordu, motor boğulmaya başladı haliyle. Sonra Kıyıya seslendik, Motoru çalıştırdım ileri vermeden, bir tane zodyak bizi alıp iskeleye kadar çekti ve aborda olduk. Başladık motorla ilgili her yere bakmaya.Teknenin altına bile daldım. Deniz suyu çekilen yer tıkanmış olabilir diye. Başka bir arkadaşımızın başına gelmişti çünkü. İmperaller'ı değiştirdik, çatlamıştı oda. Deniz suyu hortumu, Filtre her şey olması gerektiği gibi. Filtrenin içine su koyunca, egzos su atıyor, hortumu kovanın içine koyunca su çekiyor. Sonra anladık ki vana ile ilgili. Vanaya vurmamızla koca bir tuz yığını düştü sintineye. Sonra motor eskisi gibi çalışmaya başladı. O kadar tuzlu ki deniz, uzun süre motoru çalıştırmayınca biriken tuz sertleşmiş demek ki. Bizde Kolona koyuna gezi motorlarıyla gittik enfes bir yerdi, es geçilmemesi gereken bir koy. Tabi o gece de kaldık. Ertesi gün hedefimiz Atina Körfezine giriş Poros adası olacak.        

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere selametle..

Paros'tan Syros'a

   30 Temmuz 6.30'da rotamız Syros'a doğru yola çıktık. 25 millik yolumuzu kafadan gelen rüzgarla 10.30'da tamamladık. Syros adasının güneybatısında olan Foinikas marinaya girince herkeste büyük bir mutluluk oluştu, şimdiye kadar gördüğümüz en berrak denizdi. Marina'da çapa atılıyor. Derinlik bağlanmada 5 m. Marina görevlisi olan ''Niko'' hemen size yardıma geliyor. Foinikas'ta limandan ayrılmanıza gerek yok. Denizi sizi kendine çekiyor.

Syros limanı














   Syros'ta Foinikas'ta 102 Lt. diesel aldık. Diesel fiyatı Lt. €1.467 idi. Marina bağlanma ücreti günlük su ve elektrik dahil € 10. 200 lt. su aşımı ekstraya giriyor. İlk defa Syros'ta transitlog'a damga vurulduğu zaman bizden ücret istediler. Eğer teknemiz özel olmasaydı yani charter ya da yunan bayraklı olsaydı, liman girişi için €3 ödeyecektik. Biz Amerikan bayraklı olduğumuz için artı €15 ödedik. Normalde her liman almalıymış ama liman polisleri pek ilgilenmiyormuş. Bu ücret ilk giriş için €15 imiş. Daha sonraki gün fiyata dahil. İki gün sonrası ve daha sonraki günler için günlük artı €3 daha ödenmeliymiş.














Syros- Foinikas koyu kuzey rüzgarlarına kapalı ve temiz bir koy. Alargada da rahatlıkla kalınabilinir.

Foinikas alargadaki tekneler.
Foinikas Marina -Avanti














  Syros'un  doğusundaki ana limanı ise Ermoupoli. Feribotların yanaşma yeri olduğu için çok çalkantılı oluyormuş. Ana liman bizim dönüş rotamızda. Syros- Foinikas'a dinlenmek için girdik. Planımız dönüşe geçtiğimiz zaman Ermoupoli Limanına bağlanmak ve Syros'u gezmek. Syros Adası detaylarını size o zaman vereceğim.









Rotamız Kythnos yazımda görüşmek üzere...

Naxos Adası'ndan Paros'a

   27 Temmuz 11.50'de Naxos'tan çıkış yaptık. Rotamız 10 mil. Paros Adasına kadar 5 kuvvetinde esen apaz rüzgarla 4 knot hızla uzun zamandır yaşayamadığımız yelkenli keyfini çıkarttık. Burunu aşınca rüzgar orsadan gelip dalga boyu büyümeye başlayınca yolu uzatmamak adına cenoayı indirip ana yelken- motor seyri ile saat 14.00'da Paros'a vardık.
 
   İki ada arası paralel geçiş olmadığı sürece, rüzgar hep kafadan geliyor bu da bizim uzun olan rotalarımızda yelken açarak gitmemizi engelliyor. Adalara yakın geçmemeye çalışıyoruz. Aksi takdirde dalgalar karışmaya başlıyor. Bide tabi adalar arası kanal geçişleri var.

Naoussa Limanı yanındaki plaj

Parakia limanı
Naoussa merkez 
Paros iki önemli limana sahip. Biz adanın kuzeyinde bulunan Naoussa limanı'na bağlandık. Limana giriş dar ve kayalıklı. Vhf ch 12. Telsize cevap vermediler tabi ki. Kendi başımızın çaresine baktık. Tonoz alınıyor. Tonozu yanlış taraftan aldık ve sonuç tornistan sırasında rehber halat pervaneye takıldı. Fark edip motoru durdurmam bizi kurtarmadı. Sonrası bir saatlik dalış ve motor şaftına sıkışan ipi parçalarına ayıra ayıra kesmek oldu. Naoussa Limanını sabah erken terk ettik. Yannis günlük ücret almadığı için, bağlanma fiyatını öğrenemedik bizde gönlümüzden kopan €30 ile notu ofis kapısının altından bıraktık. (Naoussa liman görevlisi Yannis tel no: 0030 694 277 20 23)

   Yanımıza gelen teknelere her zaman yardım etmişizdir. Özellikle eşim Babür hem muhabbet etmeyi hemde yardıma koşmayı çok sever. Yanaşmada çok kötü olanlar gördük. Bizim yanaşmamız küçük olduğumuz için mi bilemiyorum ama hep sorunsuz oluyor. Hatta hep takdir topluyoruz. Ama Paros'ta şaşırdık artık. Kiralık diye herhalde insanlar son sürat iskeleye gelip çarpma tehlikesi yaşıyorlar. Palamar halatlarını karmakarışık atıyorlar, daha bağlanma bitmeden dümeni bırakıp işi karadakilere bırakıyorlar. Tavsiyem bilmediğiniz yerlere önce bir tur gözlem yapıp sonra yanaşın.
Parakia Limanı
Naoussa şehir merkezinde balıkçılar için oluşturulmuş havuzluk
    Naxos Limanında transitlogumuza giriş yaptırmamıştık. Niko gerek olmadığını söylemişti. Paros'ta bu sorun oldu tabi, crew list'i tamamlamadığımız için. Naoussa limanında damga yokmuş. Bizi işlemler için ana liman olan batı'daki Parikia limanı'na yönlendirdiler. Oraya otobüsle gittik. İşlemi kolaylıkla hallettik. Parikia limanı Paros'un ana limanı ve şehir merkezi büyük. Naoussa' ya göre daha açık ve çalkantılı bir yer. Feribotların yanaşma bölgesi de orası. Limana uzak olsa da giriş çıkış çok fazla. Kıyıya yakın alargada kalınabilir. Naoussa körfezinde ise alarga çok uygun değil. Adanın doğusunda olan Piso Livadi ise başka bir liman. Korunaklı ve elektrik su var.

   Paros'ta gezme fırsatı pek bulamadık. Zaten yanaştığımız Naoussa adanın en güzel koyu. Çarşısı, restaurantları, mağazaları, barları, daracık sokakları görülmeye değer. Kaldığımız her gün ayrı bir zevk aldık.

Naoussa- Sokak çalgıcıları

Dalga boyunuz az rüzgarınız bol olsun.. Ege Denizi'nde ise rüzgarınız az olsun...



   

 
  

1 Ağustos 2013 Perşembe

Koufonisia'dan Naxos'a

   19 temmuz cennet adalardan olan Koufonisia'dan saat 13.20' de ayrıldık. Rotamız Kyklad bölgesinin en büyük adası olan Naxos. İlk hedefimiz Naxos adasının güney yakasındaki Kalandhon körfezi. 6.7 millik kısa rotamızı 14.43'te tamamladık. Kalandhon körfezine 2 mil kala meltem patladı.Ama açıkta 3 knot rüzgarı görünce körfeze göz gezdirdikten sonra Naxos'a devam edelim dedik. Burunu aşınca rüzgar 7 kuvvete çıkıp, dalgalar pruvaya çarpmaya başlayınca Kalandhon'a dönmeye karar verdik.

Kalandhon Koyundan ayrılış
                                       

    Koyun içini melteme tamamen açık ve korunaklı olmadığını görünce alarga yerine taş iskeleye aborda olmaya karar verdik zira herkes aborda olmuş, alargada 1 tekne vardı. Liman balıkçı tekneleri ile doluydu. Sadece bir tane terk edilmiş küçük yelkenli vardı. Rüzgar limanın içinde anafor yapıyordu. Pruvadan zorlu ama sorunsuz aborda olduk. Terkedilmiş gibi gözüken limanda hem liman görevlisi hemde çoban olan ''Vassilis'' üç kelimelik ingilizcesiyle biz yanaştıktan sonra gelip, orası ''yellow zone'' acil yanaşma için dedi. Hoş bizim içinde acil giriş gibi bir şeydi zaten. Halatlarla tekneyi sarı bölgeden çıkardık. Şimdiye kadar en zorlu yanaşmamızı yaptık. Zaten kıçtan kara imkansız gibi bir şey. Derinlik yanaşmada 2.2 oluyor. Elektrik ve su var. Biz bir şey almadık. Zaten arıza nedeniyle su yokmuş, elektrik ise €5. Sadece gecelik 8.70 € ödedik.
   Kalandhon koyunda görünürde iki tane taverna var, onlarda dağın tepesinde. Bizim amacımız oraya sığınmaktı zaten. Biz sakinleştikten, tekne sağlama alındıktan sonra meltem coştu ta coştu. Avanti rüzgarla taş iskelenin arasında yan yatıp durdu bütün gece, dolayısıyla uyutmadı. Ama gün içerisinde koyun upuzun altın kumlu sahilinde keyif yapmayı ihmal etmedik.

   20 temmuz saat 6.10 da Kalandhon'dan dinmeyen melteme karşı kolay avara (iskeleden ayrılma) ettik. 21 knot orsa seyriyle 17 millik rotamız olan Naxos'a motor seyri ile 8.50' de vardık.

Naxos limanı Hora'dan görünüş
   Naxos'un batı yakasından pruvamıza çarpan yaklaşık 1 metrelik dalgalarla yukarı tırmandık. Batı yakasında çok sığlık var. Kıyıdan açıkta bile derinlik 10 m. Naxos limanı girişi ise hem kaba dalgalı hemde sığlıklar yüzünden karışık, Üstüne bide ferry giriş çıkışı ortalığı iyicene karıştırıyor. Navigasyon cihazında sığlıklar gözüküyor. Dikkatli olunmalı. Biz limanın üstüne tırmanıp dalgayı kıçtan alıp girdik.

 



   Naxos City limanına girince bizi daha önce Koufonisa'da tanıştığımız bir aileden telefon numarasını aldığımız marina görevlisi olan Nikolas karşıladı. (ilgilenenler için niko tel no: +30697 551 05 95). Daha önce de söylediğim gibi bizim gibi bir kaç tekne harici bütün yelkenliler 39 ft üstü. Limanda melteme ve dalgaya o kadar açık ki herkes hem çapa atmış, hem de tonoz almış. Bizim çapa atmamıza gerek duyulmadı, tonozla yetindik. Derinlik bağlanmada 3 m. Korunaklı olmayan marinanın pantonları, içerisi temiz kalsın diye açık yapılmış. Bir de üstüne Blue star, Helenic sea lines trafiği  eklenince tekneler çok çalkalanıyor. Tekneyi uzun süre bırakıp gitmek pek mantıklı değil. Rüzgarın çok patladığı bir akşam bir kaç tekne sinirlenip, marinanın yukarısına, mendireğin oluşturduğu büyük durgun suyu olan koya alargaya kaçtılar.

Apollon Tapınağından şehir manzarası














    Patmos'ta bir kişi eksilmiştik. Kişi listemizi tamamlamak üzere; Nilay'ı beklemek için Naxos'ta uzun süre kalmayı planlıyoruz.

   Naxos gerçekten büyük bir ada. Büyük olmasına rağmen görmeye değer bir kaç yeri var. Merkez sayılabilecek yerler hariç çok kurak ve boş bir ada. Hatta Moni köyüne uğrayan ilk Türk bizmişiz. Batı yakası kumsallardan ibaret ve sörfçüler için cennet sayılabilir. Mando plajı yeni başlayanlar için ideal. Sörf yapmak için havuz oluşturulmuş gibi; acemilerin kaçması imkansız. Prokopiou koyu ise usta sörfçüler için ideal. Limanın yanında olan şehir merkezi çok güzel. Apollon'daki Kouros'u(dev mermer heykel), Koronos köyü'nü (üzüm bağları için), Hora (dar sokakları, tavernaları, hediyelik eşyaları için). Ve zaten gitmeseniz de gözükmemesi imkansız Antik Tapınak Girişini (Apollon Tapınağı) görmelisiniz.


Apollon köyü
Apollon tapınak girişi


Şehir merkezindeki meşhur Flamingo bar














   Naxos'ta aradığınız hemen hemen her şeyi bulabilirsiniz. Daha önce uçup giden radar reflektörümüzü, çalışmayan sintinemizi ve ekolayzır tankımızı (çeşmelere su gitmesini sağlayan basınç tankı)  buradan satın aldık ve onardık. Naxos'a gelirken yolda iskele havuzluktaki ana yelken mandarını kontrol etmek için kullandığımız vinç bozulmuştu. Vinci açıp kontrol ettikten sonra pimin ( vinç kolunun vinci sarmasını sağlayan milin içindeki tel ) kırıldığını farkettik. Vinç halatı tutuyor ama sarmıyordu. Hemen onu da satın alıp tamir ettik.

Mando plajı


    Naxos adasında alarga kalınabilecek yerler arasında daha öne uğradığımız koy olan adanın güneyindeki Kalandhon körfezi var. Korunaklı olmasa da kaçmak için uygun. Adanın en doğusunda, burunun altında kaldığı için korunaklı olan Moutsouna koyu var ve adanın güneydoğusunda kalan küçük ve korunaklı olan cennet koy Panarmos' ta alargada kalabilirsiniz. Girişte sizi dev asker gibi dizilmiş palmiyeler karşılıyor.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere selametle...







24 Temmuz 2013 Çarşamba

Amorgos'tan Koufonisia' ya

   16 temmuz saat 16.00'da Amorgos- Katapola'dan ayrıldık. Katapola rahattı ama deniz bizi bekler, meltem dinmek bilmiyor, bir kaç günün gözlemi üzere öğleden sonra daha düşük olan rüzgarı yakaladık, çıktık yola..

   Tabi ki  gene yakalandık meltemin gücüne; bu gördüğümüz en büyük dalgalardı diyebilirim. İkileme bile yaşadık bilinir ki üçlemede tekne batabilir. Bu sefer hazırlıklıydık diyeceğim ama can yeleklerimiz yoktu, gerekliydi de. Dalga boyu 4-5 m, rüzgar 6-7 kuvvetinde, ana yelken camadanlı, motor seyri gidiyoruz.

   Buralardaki en küçük teknelerden biriyiz. Bizim gibi henüz 3 tane gördük diyebilirim. Herkes ''nasıl baş ediyorsunuz'' diye soruyor. Bizde ''baş etmek ne demek, bide üstüne gidiyoruz fırtınanın diyoruz''. Ah Çılgın Türkler ah. Gerçekten de tekne boyumuzun 10.5 m olması bazen sorun yaratıyor özellikle dalgalarda. Dalga arası düştüğümüz oldu o yüzden motor seyri daha güvende hissettiriyor. Daha hızlı geçebiliyoruz dalgaları. Öyle yelken aça aça gidemiyoruz malesef. Gittiğimiz zamanlarda oldu tabi ama dalga boyu 2 m iken.

   Amorgos'tan çıktıktan 3 mil sonra geri mi dönsek diye konuştuğumuz bile oldu ama ıslandık bir kere devam edelim dedik. Zaten Amorgos- Koufonisia arası 16 mil. Koufonisia Adasının açığında Keros Nisida adasına yaklaştıkça dalgalar büyüdükçe büyüdü, bizde yolumuzu uzatmak pahasına yönümüzü kuzeybatıdan batıya çevirdik yani adanın altına (güneye) yöneldik. Deniz Dümdüz oldu. Rahatlamıştık sonunda üzerimizi değiştirdik, dağılan kitapları, eşyaları topladık. Sohbet ede ede giderken rüzgar bastırmaya başladı, ada alçak  bulduğu her boşluktan anafor yapıyor, adadan da uzaklaşamıyoruz bu sefer dalga var. El kadar ana yelkenle gidiyoruz. 39 knot'ı gördüm ve yan yattık. Bumba iskotasını açmak bile teknenin kalkmasına yardımcı olmakta zorlandı. Neyse ki dümen manevralarıyla kalktı tekne.

   Orta Ege meltemleri daha da güçlü olmaya başladı. Yelkencilerden edindiğimiz bilgilere göre adalara yaklaştıkça kuzey taraflarında dalgalar büyüyor, güney taraflarında ise rüzgar sertleşiyor. İki seçenek var, ya adaya yakın ya da uzak geçeceksin ama rotaya uygun olmayabiliyor. Bilinçli olarak güneyinden geçip, bunu birinci gözden gördük. Evet adanın alt tarafı daha rüzgarlı oluyor.

   Saat 19.00'da, 16 millik bu çılgın yolculuğumuz bitti. Koufonisia marina girişi çok dardı ve rüzgar çok bastırıyordu. Öne ve yanlara destek yolladıktan sonra son sürat marinaya girdim.
Derinlik 2.4 m olan marinada tonoz var. Teknelere ayrılmış bir yer ama rüzgar bakımından korunaklı değil. Meltem olduğu gibi içeride ve çok gelgit oluyor.  Her şey içinde günlük 17.90€ ödedik.







Koufonisia limanı

 Marinada iki tekne Türk'tü, onlar Marmaris'ten gelmiş, artık dönüşe geçmişlerdi. Bilgilerimizi paylaştık. 2002'ten beri buralara geliyorlarmış. Özellikle '' MemorieZ'' adlı teknenin tecrübelerinden oldukça yararlandık diyebilirim.

Marinanın hemen yan tarafında alargada da kalınabilir. Korunaklı değil.









Alargadaki tekneler


   Bir kaç gündür sintineye dolan sudan şikayet ediyorduk. Tuzlu su mu, tatlı su mu belli olmayan suyun; en sonunda tatlı su olduğuna karar verip, kaynağını bulduk. Hidrofordan çıkan suyu çeşmelere basınçlı gitmesini sağlayan basınç ayarlayıcı tankımız çatlamış. Sun fixle tamir ettik. Otomatik pompamız çalışmadığı için suyu elle attıktan sonra, bir dahaki limanda tankın ve pompanın yenisini almak üzere üstün körü hallettik.

   Koufonisia çok güzel bir ada. İncecik kumlu sahilleri ve şık restaurantlarıyla bol bol turist çekiyor. Adada ziyaret edilecek tarihi bir yer yok. Daha çok yüzüp, yemek yemek ve dar barlar sokağı için gelinmesi gereken bir ada.


















Bir sonraki adada görüşmek üzere.
Pruvanız neta olsun..


14 Temmuz 2013 Pazar

Levita'dan Amorgos'a

   12 temmuz saat 6.22 de Levita'dan ayrıldık. Rüzgar 5-6 kuvvetinde, dolayısıyla dalga boyu 1.5 2 metre arası ve düzensiz. Bu sefer apazdan gelen dev dalgalar bizi yatırdıkça yatırdı. Bu seyir en tehlikeli ve en zoruydu. 35 millik yolu 7.5 saatte tamamladık. Amorgos adasının kuzeyinden geçtik.Sallanarak,sabırla limanın girişini bekledik.











Amorgos limanı- Katapola

 
   Her seferinde olduğu gibi, bu da bize ders oldu. Ama bu sefer kararlıyız!Rotamız Kyklad bölgesi adaları, mesafelerimiz en az 20 millik olsa da, rüzgarın biraz dinmesini bekleyeceğiz.

   Gelen herkesi karşıladık .Amorgos'a bizim gibi rüzgarı kuzeybatıdan karşılayan, batıdan gelen herkes rotasını önce Levita adasına çevirmiş, ordan da kaçıp Amorgos'a gelmiş. Sadece bir aile bizi şaşırttı, hem Levita'dan gelip, hem de üzerilerinde bikinileri olan tek tekne. Nasıl oldu dedik, rüzgar hiç yokmuş sadece dalga varmış.Kısmet... Şimdi rotası kuzey olan herkes Amorgos'ta meltemin sakinleşmesini bekliyor.Ayrılan tekneler sadece güneye, yani Bodrum'a gidenler.

   Amorgos küçük ve çok şık bir ada. Limanı güneybatıdaki Katapola. Derinlik 6.5 metre. Kıçtan kara demir atılıyor. Günlüğü € 6.25. Elektrik ve su var ama belediyeye ait. Elektrik günlük €5, su ise litre bazında. Dikkat edilmeli çünkü sayacı göremiyorsunuz.Bize €3 tutar denilirken, €7 fiyat çıkardılar; su depomuz 200 lt ve 10.5 metre olan Avanti'yi yıkadık.

   Adanın kuzeydeki diğer limanı ise, Ormos Aigialis.( Aigiali Körfezi). Daha çok balıkçılara ait gibi görünse de yelkenlilerin sığınması için korunaklı bir yer.. Alargada da kalınabilinir. Nikouria Adası da korunma açısından uygun, Adaya Kuzeydoğu tarafından gelirken Nikouria Körfezine girmek için küçük bir boğaz var, ana karaya yaklaşmadan içeriye geçiş yapılabilir. Dikkatli olunmalı. Boğaz 5 m. derinlikte, uzaktan dalgalar görüş açısını kapasa da adaya yaklaştıkça dalgalar kesiliyor.  


Aigiali Körfezi

Amorgos, küçük bir ada olmasına rağmen görülmeye değer. Tavernaları, kafeleri çok şık ve özenilmiş. Şehir merkezi olan Khora ,diğer şehir merkezlerine göre de daha şık. Birkaç hoş kumsalı var.











Khora'dan bir kare

















Khora

Amorgos' ta mutlaka gidilmesi gereken yerler arasında, sarp kayalığı üzerindeki Moni Khozoviotissa (Meryem ana ikonun bulunduğu büyük bir kale olan manastır.) ve şehir merkezi olan Khora var.











Moni Khozoviotissa 



















Amorgos'tan bir kare. Mavinin tonları...

   Amorgos'ta uzun kalmayı planlıyoruz . Burasını gerçekten çok beğendiğim için ,çok sorun değil. Rüzgar müsade ettiği zaman ayrılacağız.

Diğer yazımda tekrar görüşmek üzere..

Pruvanız neta olsun..

Patmos'tan Levita'ya

   9 temmuz 14.10'da Patmos'tan ayrıldık. Bu kadar geç saatte ayrıldığımız için, meltemi ve 3 metre boyundaki dalgaları yedik pruvamıza. Bekledik çünkü Patmos'ta Nilay'ı uğurladık. İşleri için Bodrum'a dönmesi gerekiyordu.

   Asıl rotamız Patmos- Mikanos'tu ama meltemin en doruk zamanı olduğundan maceraya gerek duymadık. Batı olan rotamızı güneybatıya  Levita adası'na çevirmek zorunda kaldık. . Herkeste mide bulantısı..Ben kaptanlığı bırakıp eşim Babür'e devrettim. Yolda radar reflektörümüzü kaybettik. Dalga boyu 1.5- 3.5 m arasında değişiyordu. El kadar ana yelken açtık. Gidiyoruz,ada yok. Navigasyon aletine baka baka hal olduk. Ada orada olmalı... yok! Ne yapalım derken, geri dönmek yok diyerek devam ettik. 5 mil kala kara sonunda görüldü!!! 26 millik yolu 17. 30 da tamamladık. Levita'ya kadar perişan olduk diyebilirim.Rüzgar uçuruyor.Adanın güneyinde bulunan doğal limana attık kendimizi." Meltem bizi sevdi" muhabbetiyle girdik limana. İçerisi fır döndü.İyi ki tonoz varmış, 12 adet. Herkes sığınmış küçücük koya. Adanın tepesinde bir taverna, koyda da bir tane balıkçı teknesi var. Aile atmış tonozları, biliyor tabii meltemin bizi buraya sürükleyeceğini. Çok mutlu bir şekilde indik teknemizden. O gece uyuyamadık bir türlü, rüzgar 8 kuvvete kadar çıkıyor, tekne yan yatıyordu..














   Aslında, Dodekanlar (on iki adalar) dan çıkıp Kyklad adaları bölgesine girdiğimizde meltemin bizi daha sert karşılayacağını biliyorduk ama hedef Atina bir kere. ..Levita adası ise tam geçiş kanalının olduğu yer. Bizim rotamızda Dodekanlardan; Kos-Pserimos- Kalimnos-Leros- Patmos vardı. Kyklad bölgesinde ise planlarımıza göre Amorgos- Naksos-Mikanos- Gaidaros-Kythnos-Kea olacak ve Atina'ya varış. Geri dönüş tam net değil.



   10 temmuz. Adada yapacak pek bir şey yok, suyumuz bitti bitecek, internet telefon yok; güncel hava raporu lazım. Her gelenle konuşuyoruz..Herkes afallamış. Adadan kaçan sabah 6' da gidiyor, kalanlarsa ertesi sabah 6'da. Başka seçenek yok. Biz,saat 8 gibi çıkalım dedik. Levita adasını geçer geçmez geri döndük doğal limanımıza.




   11 temmuz. Baktık bu sabah rüzgar çok sert, hiç düşünmedik ayrılmayı. Akşam durulur gibi oldu.Tam çıkalım derken, yarım saat nefes almış meğer... Suyumuz bitti bu arada, denizde bulaşık yıkıyoruz. Biraz sıkıldık. Adayı keşfe çıktık. Adanın tam tepesinde telefon çeker belki diye tırmanışa başladık, çekti. Öğrendik ki Bodrum'da olan Nilay meraktan çıldırıp, sahil güvenliğe haber vermiş, ortalık karışmış tabii. Bize haber gelmedi,arayanda olmadı. Türkiye -Yunan iletişimi pek iyi değil sanırım.. Nilay' da Helenic coast guard'ı aramış. Biz bulamayız, liman görevlilerini arayın demişler. Hangi limansa, biz denizin ortasındayız.. Önceden Leros'ta başımıza gelen üzücü bir olayı paylaştığım, Serdar Bapoğlu -Türksail.com 'la irtibata geçmek gelmiş aklına. Kendisi Nilay'ın içini rahatlatmış, sağ olsun. Ama sonuç olarak bizim AIS'imiz yok, bizi kim nasıl bulsun.. Bu da büyük bir ders aslında. Ancak biz ulaşabiliriz ya da telsiz çekerse, biz duyarsak..

   12 temmuz. Her türlü bilgiyi aldıktan sonra, bile bile meltemin kucağına attık kendimizi. Hemde tam Dodekan bölgesinden Kyklad bölgesi geçiş boğazının ortasına.. Kararttık gözümüzü,sabah saat 6.22 de Levita adasından ayrıldık.
Allah selamet versin..

Devamı Levita' dan Amorgos'a yazımda....
 

Leros' tan Patmos'a

   7 temmuz saat 9.00 da Leros' tan ayrıldık. Meltem rüzgarlarıyla boğuştuğumuz gezimizde, 6 kuvvetinde rüzgar, orsa seyriyle saatte 5 mil hızla, 21 mil olan Leros- Patmos seyirimizi saat 12.45' te tamamladık.
 
   Patmos adasına kadar gerek okuduklarımızla gerekse başımıza gelen olaylardan anladık ki özellikle Temmuz'un ilk yarısı meltem rüzgarlarının en dorukta olduğu zamanlar, Ağustos'a kadar devam ediyor. Dalga boyları adalara yaklaştıkça daha da büyüyor. Ege denizinin Dodekan ve Kyklad adaları bölgesini gezmek istiyorsanız en uygun zaman meltem rüzgarlarının inişe geçtiği ağustos ayı ve sonrası.Bunu en zor ve çalkantılı şekilde öğrendik. Kyklad bölgesi ise en zor kısmı olacak bunu Patmos' tan sonraki rotalarımızda göreceğiz..

   Patmos'a geldiğimizde büyük bir mutluluk yaşadık. Deniz bizi gerçekten çok yormuştu, herkes kendini kıyıya attı. Bağlandığımız yer Patmos'un liman kasabası olan adanın güneybatısındaki Skala. Derinlik 2.5 kıçtan kara demir atıyorsunuz. Marina olarak geçse de kimse karşılamıyor. Elektirik ve su yok ama ücretsiz duş var. Liman polisinin tavırlarını pek beğenmedim açıkçası hem yardımları dokunmuyor hemde para istiyorlar. Suratsız davranışları da cabası. Günlük € 6.95 ödedik. Patmos'a kadar motor seyri yapmak zorunda kaldık artık diesel almanın vakti gelmişti. 55 litre harcamışız depoyu doldurduk. Patmos'ta diesel fiyatı lt. €1,554.

    Patmos'ta alargada kalınabilecek yerler arasında adanın güneydoğusunda olan grikos koyu var. Derinlik sığlarda bile 10 m. Açığında Tragos adası var kuzey rüzgarlarına kapalı büyük bir koy. Tragos adasının  açığında deniz feneri civarında 2.4 m olan sığlıklar var girişte dikkat edilmeli.
 
   Alargada kalınabilecek diğer koy ise adanın kuzeydoğusunda kalan Yeoryios koyu var. Adanın doğu yakasında olan Dhiakeftoue (diakofti) ise Patmos marina Tarsanas ın bulunduğu yer burası daha çok çekek yeri olarak kullanılıyormuş.

   Patmos'ta mutlaka gidilmesi gereken yerler; Lampi beach; renkli taşlarıyla kaplı sahili görülmeye değer.
Patmos'un şehir merkezi olan Khora. Khora'daki Kutsal Kıyamet mağarası ve St. yohanna manastırı. Adanın en iyi kumsalı güneybatı kıyısındaki Psili ammos'u yürümeyi göze alabiliyorsanız görmeyi unutmayın.

















St. Yohanna Manastırın'dan Skala limanı manzarası
















St. Yohanna Manastır avlusu









6 Temmuz 2013 Cumartesi

Kalimnos'tan Leros'a

   Kalimnos'tan ayrılmadan bir önceki gün 3 temmuzda Avanti'yi yolculuğa hazırladık. Temizlik yapıldı, su dolduruldu, gece seyir ışığı tamir edildi.
Babür seyir ışığını tamir ederken.
Kalimnos limanı.

 














   11.00 da Kalimnos'tan ayrıldık. 15-20 knot arası kuzeybatıdan gelen rüzgarla, saatte 4 mil hızla zorlu bir yolculuk geçirdik. Teknede iki hasta, dalga boyu 1.5 metreyi aşkın 18 nm olan rotamızı zar zor tamamladık.

   4 Temmuz saat 14.20 de Leros Limanının fenerlerini gördüğümüzde hastalarımız kendilerini denize atmaktan vazgeçmişti.  Leros' ta marinalar bölgesi Lakki olarak geçiyor. Leros ''Leros'un dört denizi'' adı ile anılan geniş körfezleriyle ünlü.

   İlk gün fazla hırpalanmadan dolayı Leros marinaya girmeye karar verdik. Leros marina Vhf ch 10.
Leros marinada daha çok kışlama ve tamir yapılıyormuş. Şehir merkezine yürüş mesafesiyle 15 dk olduğu ve bize sevimli gelmediği için ertesi gün Leros marinanın güneybatısında kalan Lakki marina'ya bağlanmaya karar verdik. Lakki marina Vhf ch 11. Başta belediye limanı gibi görünse de tonozla bağlanabiliyorsunuz elektrik, su, wc, duş ve çamaşır yıkama hizmeti var. Marinanın derinliği 4.4 m tonozlar yüzeye çok yakın pek sorun olmasa da dikkatli olmalısınız.

    Bodrum'daki marinaları bilen bilir çok düzenli, alışveriş yapabileceğiniz ve bir şeyler içebileceğiniz yerler vardır. Buraya geldiğinizde marina adıyla geçen yerlerde hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Tavsiyem Lakki marinaya bağlanmanız en azından bazı restaurantlara yakın.
    Fiyat ta Leros marinaya göre daha uygun. Leros marina'da tek gecelik elektrik ve su dahil toplam €33 ödedik. Bizim teknemiz 10.5 m tabi tekne boyuna göre değişebiliyor. Lakki marinada ise gecelik €19, €20 depozitodan sonra €5 luk iadesiz elektriğe sahip oluyorsunuz.

   Leros'ta marinaya bağlanmak istemiyorsanız; adaya Güney'den gelirken adanın doğusunda kalan Leros'un şehir merkezi olan Pantelli koyuna  bağlanabilirsiniz. Pantelli Koyunda kıçtan kara bağlanabilirsiniz. Sınırlı sayıda tonoz var.  Kalimnos - Leros adası rotasında adanın güneydoğusundaki ilk koy Xirokambos. Lakki' ye gelmeden önceki koy. Kalimnos feribotları da bu koya yanaşıyorlar.. Diğer alternatif bağlanma yerleri ise; Temenia, Alinta ve Blefouti. Bu koylar güvenli ve ziyaretçilerin geniş olanakta aktivite bulabileceği yerler.


Pantelli-Leros


 








Xirokambos körfezi














   Leros'ta çok üzücü bir olaya şahit olduk. Daha önce Kalimnos- Vathi koyun'da tanıştığımız bizimde yardımımıza koşmakla beraber koy'a yanaşmakta olan herkese yardım eden; Norveç'li bir ailenin teknesi alargada iken yanmaya başladı. Fransız bayraklı ahşap eski bir tekne ''c' est le vie'' 12 yıldan beri içinde barındırdığı insanların gözü önünde eriyip bitti. Deniz itfaiyesinin yetersizliği, kıyıdakilerin tekne her an patlayabilir diye tekneye yanaşamaması, yangın başlar başlamaz müdahale edilememesinden dolayı, teknenin kıçında başlayan yangın 10. dk içinde söndürülemez hale geldi. Teknenin sahibi 15. dakikada gelmişti, ellerinde bir kaç eşyası arkadaşlarının yanına gezmeye gitmişler. Geldiklerinde yapılacak bir şey yoktu. Ana yelken direği çoktan düşmüş yangın tekneyi kaplamıştı.Tekne kıyıda olsa belki diğer teknelere zarar verebilirdi ama yangın başlar başlamaz müdahale edilebilirdi.Teknenin sahibi rüzgar enerjisi ve güneş panellerinin fazla şarj etmesinden dolayı olabilir, akım kesici devreye girmemiştir dedi. Biz de sigorta için yardımı olsun umuduyla birçok fotoğraf ve video çektik.  Tabi ondan sonra bizde bütün gün büyük bir üzüntü ve ders çıkartma vardı. Alargada da olsak, bağlı da olsak tekneden ayrılırken elektrik bağlantılarına dikkat etmeye karar verdik. Ne zamana kadar dikkatli oluruz bilmem, ne de olsa hep kötü olayları üstümüzden atlatana kadar dikkatli oluyor insan. Tekrar anladım ki deniz ihmali ve dikkatsizliği kabul etmiyor.

   Leros Adasında; Ag. Marina'yı , şehir merkezi Pantelli'yi, Alinda sahilini, küçük bir kilise olan eşsiz deniz manzaralı Ag. Isidoros'u, Leros kalesini ve savaş müzesini görmelisiniz. Biz yemek için birçok tavernası olan Pantelli'yi tercih ettik. Adada yerleşim merkezleri birbirine yürüme mesafesi olarak uzak.

 





Ag. Isidoros

Benden şimdilik bu kadar Leros' tan Patmos'a'' yazımla tekrar görüşmek üzere..

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Turgutreis'ten Kalimnos'a

  Güya Rotamız Kos'tan Kalimnos'a doğru devam edecekti.. Bilirsiniz ki Denizcilikte aksilikler bitmez. Bizim de evrak sorunlarından dolayı Bodrum Turgutreis'e dönmemiz gerekti. O yüzden rotamıza Turgutreis de eklendi.

   Saat 9.30 da Turgutreis gümrüklü sahaya aborda olduk. Gümrük işlemlerimizi halletmek için 3A yatching'e telefon açtık bizi karşıladılar. Önceden haber vermek gerekebilir çünkü aborda olmak için kısıtlı alan var ve feribotlarda oraya yanaşıyor. Önceden birçok işlemlerimizi 3A yatching'le hallettiğimiz için pasaport ve transitlog işlemlerini onlarla hallettik böylelikle kolayca sorun halloldu.

   Saat 10.50 de Turgutreis'ten çıkış yaptık. Rüzgar 6 kuvvetinde dalga boyu 1 metreyi aşkın orsa seyriyle zorlu bir yolculuk, ana yelkene camadan yaptık motor seyri ile Rotamız Turgutreis- Kalimnos Vathi Koyu 11 nm. 12.50 de Vathi'ye giriş yaptık. Bizim hedefimiz her yere tekne ile gitmek. İsterseniz Kalimnos' un limanına gidip adanın koylarını mesela vathi'yi kara yoluyla da görebilirsiniz. Tavsiyem Vathi'ye tekne ile gitmeniz. Derinlik boğazda 30 m ile başlayıp 8-10 m' ye kadar iniyor. Demirleme yerleri sınırlı ve çok kalabalık zaten yelkenliler için çok az yer var. Rüzgar karadan estiği zaman(kuzeybatı) demir atmada sorun yaşayabilirsiniz, azimli olun acele etmemenizi tavsiye ederim. Zaten küçücük yerde bile Türkler sizi bulup yardımcı olacaktır. Kıçtan kara demir ile bağlanılıyor. Tornistan sırasında dümen palasına dikkat çünkü kayaların arasına dümen palasını sıkıştırıp hamlenizi bitirebilirsiniz, bizim öyle oldu açıkçası. Yanaşma sırasında derinlik 2.50 ile 2.70 arası ama dümen palasının denk geldiği yer 1.50 ye kadar inebiliyor yada kayalar olabiliyor. Dikkatli olun. Bir seçenekte ''only ferry'' yazan yer saat 17.00 dan sonra aborda olabilirsiniz. Sabah 11.00 dan önce ayrılmak şartıyla.Vathi 'de elektirik ve su sınırlı. Size denk gelmeyebilir.

   Vathi yunanca da vadi anlamına geliyor. Vathi'de küçük bir bölüm yüzme için ayrılmış kişisel havuz gibi derin  ve eğlenceli. Küçük bir koy; bir kaç taverna, cafe, yamaçlarda şapeller var. Kalimnos'ta bolca frappe içeceksiniz.


 Kalimnos un en güzel koyu bizim ilk durağımız olan Vathi. Kalimnos'un güneydoğusunda kalıyor.
   Vathi'de bir gece kaldıktan sonra saat 10.50 de Kalimnos limanına bağlanmak için yola çıktık. Rüzgar ortalama  6 knot estiği için motor seyri ile 5 nm olan yolu saatte 5 knot hızla, saat 12.00 da tamamladık. Büyük bir liman italyan mimarisinden esinlenilmiş, 2 dağ arasına kurulmuş, renkli evleri olan bir şehir. Limanın bulunduğu yer Kalimnos'un merkezi; Pothea. On iki adanın en büyük limanıymış. Limanın derinliği 4.4 m civarında biz limanın güney kısmına demirledik. Kuzey kısmına da demirleyebilirsiniz. Rüzgar kuzeybatıdan estiği zaman limanın güney kısmında demirde kalmak zor olabiliyor, Karayele açık bir liman. Kuzey kısmında ise yoğun güneşe maruz kalabilirsiniz. Her iki tarafta liman görevlileri tarafından ısrarla çağırılıyorsunuz. Elektrik ve su var, bağlanma ücreti günlük €5, elektrik ve su  €7, €7 nun karşılığı bittikten sonra tekrar ödeme yapıyorsunuz. Giriş işlemlerimizi halletmek için  Kalimnos yelken kulübü sorumlusu meşhur Vassilis Kapadakis ile tanıştık. Oldukça ünlü biri Bodrum'da da tanınırmış. Resmi giriş işlemi için Kalimnos'ta aracı kullanmanız gerekti çünkü ilk giriş 2 temmuzda açılacakmış fırtınaya denk geldiğimiz için Kalimnos'tan ayrılmak istemedik. Vassilis toplamda €109,44 ya evrak işlemlerimizi halletti. Bunun içinde €45 transitlog, €60 liman polisi- pasaport kontrolu- gümrük ücreti, €4,44 liman ücreti var. Kos ve Patmos ta kendiniz de halledebilirsiniz. Ege denizinde çok fazla yunan adası olduğu için belli başlı adalarda sürekli liman polisi var. Kalimnos gibi küçük adalarda ise sadece yüksek sezonda pasaport ve tekne giriş çıkışları yapılıyor. Biz maksimum 6 ay süreyle ve sınırsız olarak yunan sularında geçerli olan transitlog belgesine sahip olduk bundan sonra yapmamız gereken şey girdiğimiz belli başlı adalarda rotamızı yasal bir şekilde belli edecek transitlogumuza ve pasaportlarımıza giriş mühürlerini bastırmak. Böylelikle hiç bir ada'da transitlog almamız gerekmeyecek. Yunanistan transitlog ücreti €45 Türkiye 125 TL.


 Kalimnos limanı
















   Kalimnos sünger fabrikaları, yerel dalış okulları ve  tırmanma destinasyonları ile ünlü. Kalimnos'tan ayrılmadan önce sünger almayı unutmayın. Adadayken; Kalimnos arkeoloji müzesi, deniz ve folklor müzesini, liman boyunca yer alan sünger fabrikalarını, her yönden yunanistan'ı gören St. Savvas Manastır'ını, Vlihadia sahilini görmeyi unutmayın.
St. Savvas Manastır'ından bir görüntü.
















   Fırtınaya denk geldiğimiz için 4 gece Kalimnos'ta kalmayı planlamıştık. Rüzgar 6 kuvvetinde bundan sonraki hedefimiz Leros şuan Kalimnos'un keyifini çıkartacağım.

  Kalimnos' ta yaşadıklarımız ve yediklerimiz için;
  http://yemeginseyri.blogspot.com/
  http://teknolojikseyirdefteri.blogspot.com/

Kalimnos'a doğru rüzgarınız bol, Kalimnos'tan ayrılışınızda yüzünüzde gülümseme olması dileğiyle..