1 Ağustos 2013 Perşembe

Koufonisia'dan Naxos'a

   19 temmuz cennet adalardan olan Koufonisia'dan saat 13.20' de ayrıldık. Rotamız Kyklad bölgesinin en büyük adası olan Naxos. İlk hedefimiz Naxos adasının güney yakasındaki Kalandhon körfezi. 6.7 millik kısa rotamızı 14.43'te tamamladık. Kalandhon körfezine 2 mil kala meltem patladı.Ama açıkta 3 knot rüzgarı görünce körfeze göz gezdirdikten sonra Naxos'a devam edelim dedik. Burunu aşınca rüzgar 7 kuvvete çıkıp, dalgalar pruvaya çarpmaya başlayınca Kalandhon'a dönmeye karar verdik.

Kalandhon Koyundan ayrılış
                                       

    Koyun içini melteme tamamen açık ve korunaklı olmadığını görünce alarga yerine taş iskeleye aborda olmaya karar verdik zira herkes aborda olmuş, alargada 1 tekne vardı. Liman balıkçı tekneleri ile doluydu. Sadece bir tane terk edilmiş küçük yelkenli vardı. Rüzgar limanın içinde anafor yapıyordu. Pruvadan zorlu ama sorunsuz aborda olduk. Terkedilmiş gibi gözüken limanda hem liman görevlisi hemde çoban olan ''Vassilis'' üç kelimelik ingilizcesiyle biz yanaştıktan sonra gelip, orası ''yellow zone'' acil yanaşma için dedi. Hoş bizim içinde acil giriş gibi bir şeydi zaten. Halatlarla tekneyi sarı bölgeden çıkardık. Şimdiye kadar en zorlu yanaşmamızı yaptık. Zaten kıçtan kara imkansız gibi bir şey. Derinlik yanaşmada 2.2 oluyor. Elektrik ve su var. Biz bir şey almadık. Zaten arıza nedeniyle su yokmuş, elektrik ise €5. Sadece gecelik 8.70 € ödedik.
   Kalandhon koyunda görünürde iki tane taverna var, onlarda dağın tepesinde. Bizim amacımız oraya sığınmaktı zaten. Biz sakinleştikten, tekne sağlama alındıktan sonra meltem coştu ta coştu. Avanti rüzgarla taş iskelenin arasında yan yatıp durdu bütün gece, dolayısıyla uyutmadı. Ama gün içerisinde koyun upuzun altın kumlu sahilinde keyif yapmayı ihmal etmedik.

   20 temmuz saat 6.10 da Kalandhon'dan dinmeyen melteme karşı kolay avara (iskeleden ayrılma) ettik. 21 knot orsa seyriyle 17 millik rotamız olan Naxos'a motor seyri ile 8.50' de vardık.

Naxos limanı Hora'dan görünüş
   Naxos'un batı yakasından pruvamıza çarpan yaklaşık 1 metrelik dalgalarla yukarı tırmandık. Batı yakasında çok sığlık var. Kıyıdan açıkta bile derinlik 10 m. Naxos limanı girişi ise hem kaba dalgalı hemde sığlıklar yüzünden karışık, Üstüne bide ferry giriş çıkışı ortalığı iyicene karıştırıyor. Navigasyon cihazında sığlıklar gözüküyor. Dikkatli olunmalı. Biz limanın üstüne tırmanıp dalgayı kıçtan alıp girdik.

 



   Naxos City limanına girince bizi daha önce Koufonisa'da tanıştığımız bir aileden telefon numarasını aldığımız marina görevlisi olan Nikolas karşıladı. (ilgilenenler için niko tel no: +30697 551 05 95). Daha önce de söylediğim gibi bizim gibi bir kaç tekne harici bütün yelkenliler 39 ft üstü. Limanda melteme ve dalgaya o kadar açık ki herkes hem çapa atmış, hem de tonoz almış. Bizim çapa atmamıza gerek duyulmadı, tonozla yetindik. Derinlik bağlanmada 3 m. Korunaklı olmayan marinanın pantonları, içerisi temiz kalsın diye açık yapılmış. Bir de üstüne Blue star, Helenic sea lines trafiği  eklenince tekneler çok çalkalanıyor. Tekneyi uzun süre bırakıp gitmek pek mantıklı değil. Rüzgarın çok patladığı bir akşam bir kaç tekne sinirlenip, marinanın yukarısına, mendireğin oluşturduğu büyük durgun suyu olan koya alargaya kaçtılar.

Apollon Tapınağından şehir manzarası














    Patmos'ta bir kişi eksilmiştik. Kişi listemizi tamamlamak üzere; Nilay'ı beklemek için Naxos'ta uzun süre kalmayı planlıyoruz.

   Naxos gerçekten büyük bir ada. Büyük olmasına rağmen görmeye değer bir kaç yeri var. Merkez sayılabilecek yerler hariç çok kurak ve boş bir ada. Hatta Moni köyüne uğrayan ilk Türk bizmişiz. Batı yakası kumsallardan ibaret ve sörfçüler için cennet sayılabilir. Mando plajı yeni başlayanlar için ideal. Sörf yapmak için havuz oluşturulmuş gibi; acemilerin kaçması imkansız. Prokopiou koyu ise usta sörfçüler için ideal. Limanın yanında olan şehir merkezi çok güzel. Apollon'daki Kouros'u(dev mermer heykel), Koronos köyü'nü (üzüm bağları için), Hora (dar sokakları, tavernaları, hediyelik eşyaları için). Ve zaten gitmeseniz de gözükmemesi imkansız Antik Tapınak Girişini (Apollon Tapınağı) görmelisiniz.


Apollon köyü
Apollon tapınak girişi


Şehir merkezindeki meşhur Flamingo bar














   Naxos'ta aradığınız hemen hemen her şeyi bulabilirsiniz. Daha önce uçup giden radar reflektörümüzü, çalışmayan sintinemizi ve ekolayzır tankımızı (çeşmelere su gitmesini sağlayan basınç tankı)  buradan satın aldık ve onardık. Naxos'a gelirken yolda iskele havuzluktaki ana yelken mandarını kontrol etmek için kullandığımız vinç bozulmuştu. Vinci açıp kontrol ettikten sonra pimin ( vinç kolunun vinci sarmasını sağlayan milin içindeki tel ) kırıldığını farkettik. Vinç halatı tutuyor ama sarmıyordu. Hemen onu da satın alıp tamir ettik.

Mando plajı


    Naxos adasında alarga kalınabilecek yerler arasında daha öne uğradığımız koy olan adanın güneyindeki Kalandhon körfezi var. Korunaklı olmasa da kaçmak için uygun. Adanın en doğusunda, burunun altında kaldığı için korunaklı olan Moutsouna koyu var ve adanın güneydoğusunda kalan küçük ve korunaklı olan cennet koy Panarmos' ta alargada kalabilirsiniz. Girişte sizi dev asker gibi dizilmiş palmiyeler karşılıyor.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere selametle...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder